I. evre
saatlerin geri yürüdüklerini, kabul etmek gerekir
yakalayamayacağımız şeyler çoğalmakta, bir nehir yatağından
acele etmemeli insan, kendini bulmak kolay
ve göğü kim boyamış
suyu hangi kadın dokumuş
geceyi kim doldurmuşsa, oyunu o kurtarmıştır.
bilirsin
balkondan düşürdüğüm şeyler, bir cinnetin
ilk evresidir
demem o ki intihara hayır kurumu olarak bakmamalısın,
cahit bile günlük tutmamış, yalnız yazmış,
okumayı sökmüş yan penceredeki çocuk, bana ne.
II. evre: son kez bakmak göğe
adına eylül dedikleri bir çocukluk vardı
birden kapıyı çarptı, ben eteğinden düştüm ölümün
yedi kat yüksekten baktım göğe,
yedi kat daha yakındı güneş, ısınmadım,
şükür ki hâlâ yağmur var penceremizde,
incir kavanozları annemin
bütün kadınların ölümü
‘gencölmek’tir burdan bakınca
ardışık ağıtları genç kızların, bütün erken uyuyanların.
bir kalpten bir dağa,
sürek şehirler aradım.
III. evre: son kendi kendine
hiç kısmet olmamıştır sana benzemek,
bir cinnetten geçirdiler, toprağa boyadılar
dağ oldun
insandan dağ
sevmemek nasıl dağ olabilir.
afrika’yı izlediğim çanağa dayıyorum sırtımı
son katındayım öfkemin
bir günlük nasıl yazılmamalı
aklımın önü arkası dağ
insandan dağ
sevmemek nasıl dağ olabilir.
IV. evre: son gitmek, bir yerden en son yere
kuş cinayetleri
en son bir çocuğun elinde görülmüştür, okunaklı değildir
benden sonra
en iyi martıyı hangi çocuk çizdi, ilk onu bulacak Allah’ın bütün kuyuları.
neyi devirsem devrimci sayılırım anne,
kalbimin bütün putlarını önce sen görüyorsun:
işte ceplerini badem doldurduğun çocuk
hasta bir adam olup balkondan düşerse
kulağa intihar geliyor, şaşıyorsun.
ben gidersem,
yağmur da arkamdan gelir, bilmiyorsun.*
*”ben bir gün bu kasabadan giderim
yağmur da benimle gelir mi bilmiyorum” diyen Ergin Günçe’ye cevaben…
Hasan Bozdaş | Hece Dergisi 218
Görsel: Canan Köse(Help, Medet) https://m1.behance.net/rendition/modules/109118985/disp/23e8bc2759ba083c54c82b5fae51a5e3.jpeg