İnsanın Madde Olmayan Kısmı

neden ölmemem gerektiği hakkında
bir şeyler düşünüyorum
bir böğürtleni paylaşmak bir bebekle
bir çiçeği tanıtmak ve bak burası okyanus, karşısı uzak
insan ölümünü ararken daha geç yaşlanıyor
marakeş’te büyücü kadınların duasını aldım
biraz enfiye aldım evimize cin gelirse birlikte koklarız
majorelle’nin mavisinden bir gül kopardım
bir gece sahrada dolaştım, ölüm yaşamaktadır
akdeniz iklimi iyi bir fikir
ölünün gözleri için zeytin veriyorlar
gözleri görmeyen türbedar veriyorlar
ve yanına döşek seriyor
ölünce uyanıyorum, türbedar uyuyor
fez’de hangi sokakta evim unutuyorum
kapımıza portakal ağacı dikmek mühim
bir ortodoks ilahisi iyi geliyor, içinde şirk geçmiyor
biraz büyü iyi geliyor, demokrasi bile iyileşiyor

İnsanın Madde Olmayan Kısmı, Dergâh Yayınları etiketiyle Nisan ayında çıktı. Satın almak için kitapyurdu bağlantısına tıklayabilirsiniz.

BUZDOKUZ 1

Buzdokuz’u bulduk. Sonra baktık ki dokuz kişiyiz. Ama bunun, derginin varlık gerek-
çesiyle hiç ilgisi yok. Buzdokuz, yani mevcut dünyanın sonunun getiren madde. Bu tam da aradığımız şey. Genel geçer beğeninin dışında ve egemen anlamlandırma pratiğini sarsabilecek türden bir isim. Şiirin, bilinen dünyanın dışında simgesel bir alanda ortaya çıktığına işaret ediyor. Şiir, gerçekten şiirse, bu dünyadan, herkesin peşinden koştuğu dünyadan kopuyor. Gelip geçici de olsa bu kopuşa özgürlük diyoruz. Dünya ise sanki onun sonunu düşleyen maddenin, bir bakıma şiirin içinde saklı duruyor. Bu kopuş üzerine, yani kopana ve kopulana dair etraflıca düşünmek gerek. Teorinin asıl ödevi bu. Öyleyse teori bu bağı kuracak. Eleştiri ise önyargısız, nesnel ve tutarlı bir zihni devreye sokacak. Dahası bunun sağlamasını yapacak. Bize şiiri ve teoriyi, insanın meselelerinin etrafında bir araya getirecek bir dergi gerek. Bu dergi, bunun için var. Buzdokuz: estetik /politik alandaki çıkara dayalı ittifaklara karşı ileri şiiri savunacak bir kale.

Mağrib Günlükleri III – Merakeş, Kazablanka

08.06.2019-Merakeş

Günaydın.

Gece yarısından ancak saatler sonra kavuştuğumuz istirahat ve uykunun da anlamına kavuşması… Ama bir an önce dirilip Merakeş’e geçmeli. Daha öncesinde, Kazablanka’ya karşı Berberice şarkılar eşliğinde bir kahvaltı yapabilir miyiz?

Aklım, Tanca’da gördüğüm mavi cellabiyede. Merakeş sokaklarında alelade bir Fas beyefendisi gibi yürümek istiyorum, ten rengim ve Arap tipolojim yabancılık çekmemi engelleyecek. -Nerede bulabilirim? Okumaya devam et “Mağrib Günlükleri III – Merakeş, Kazablanka”

Tromsø Günlüğü 2

DCIM100GOPROG0091012.JPG

07.10.2018

Günaydın. Bugün Pazar.

Kahvaltıda røkt laks (tütsülenmiş somon), yumurta kızartması ve envai çeşit peynir var. Norveçliler, tütsülenmiş somonla birlikte yumurta yiyorlar. Jens’i  izliyorum. Evde kendi yaptığı ekmek (ki Norveçte ekmeği evde yapmak adeti de varmış, annemin yaptığı tandır ve sac ekmeklerini özlemiyor değilim ama artık çocuklar sıcak ekmek kokusu nedir bilmiyorlar.) diliminin üzerine somonu, sonra yumurta ve domatesi koyup bıçakla dilimliyor, öyle yiyor. Ben Ortadoğu usulü. Ekmeğe tereyağı sürüp, üzerine somonu da koyup elimde yiyorum. Okumaya devam et “Tromsø Günlüğü 2”

Söyleşi

7 Aralık’ta Diyarbakır Özel Öz Kayapınar Lisesi öğrencileriyle söyleştik, edebiyat ve şiir konuştuk, kitap imzaladık. Gençlerin sorularına yetişemedim. Misafir eden kıymetli idareci ve öğretmenlerimize çok teşekkür ediyorum.20181207_113335

Mahalle Mektebi Sohbetleri

10 Kasım’da Konya’da Mahalle Mektebi Dergisinin misafiri olduk, muhabbet ettik. Davetleri için Ulvi Kubilay Dündar ve Abdullah Kasay’a,  konukseverlikleri ve muhabbetleri için kıymetli Muammer Ulutürk hocamıza ve Mehmet Kahraman beye; refakatleri için Ahmet Melih Karauğuz, Ahmet Topbaş, Ali Akçakaya ve Alperen Tayfur’a teşekkürlerimle…